5 Kasım 2012 Pazartesi

James Brown -Luciano Pavarotti It A Man's Man's Man's World


Bu sıralar içimden söyleyip söyleyip keyif alıyorum.



It A Man's Man's Man's World
Bu Bir Erkeğin Dünyası

This is a man's world
Bu bir erkeğin dünyası
This is a man's world
Bu bir erkeğin dünyası
But it would be nothing
Ama hiçbir şey yok
Nothing without a woman or a girl
Bir kadın yada kız olmadan hiçbir şey yok.


You see man made the cars to take us over the road
Görüyorsun, caddelerde bizi almak için arabalar yaptılar
Man made the train to carry the heavy load
Ağır yükleri taşımak için trenler yaptılar
Man made the electric lights to take us out of the dark
Bizi karanlıktan kurtarmak için elektrikli lambaları yaptılar
Man made the boat for the water like noah made the ark
Sular için botları yaptılar, nuh'un gemisi gibi...

This is a man's world
Bu bir erkeğin dünyası
This is a man's world
Bu bir erkeğin dünyası
But it would be nothing
Ama hiçbir şey yok
Nothing without a woman or a girl
Bir kadın yada kız olmadan hiçbir şey yok.


Man thinks of our little baby girls and the baby boys
Erkekler küçük kız ve erkek bebekleri düşünürler
Man make them happy 'cause man makes them toys
Onları mutlu ederler çünkü onlara oyuncaklar yaparlar
And after man make everything, everything he can
Ve herşeyi yaptıktan sonra, herşey olabilirler...
You know that man makes money to buy from other man
Bilirsin diğer bir adamdan birşeyler almak için para kazanırlar

This is a man's world
Bu bir erkeğin dünyası
This is a man's world
Bu bir erkeğin dünyası
But it would be nothing
Ama hiçbir şey yok
Nothing without a woman or a girl
Bir kadın yada kız olmadan hiçbir şey yok.

He's lost in the wilderness
Vahşilikte kaybolmuş.
He's lost in the bitterness
Acılarda kaybolmuş....

Ulyana Sergeenko 2012 en sevdiğim modellerinden seçmeler

Her güne bunlardan bir tane giyip deli gibi sokaklarda, caddelerde, hatta evimde elimde kahvem yada meyve çaylarım dolaşabilmek isterdim.
















6 Mart 2012 Salı

sevduğum senun içun

Hiç kimse kolaylamasın sevdiğinden ayrı düşenin bazen nefes alamıyorum sanki deyişini.Öyle olur ki karda kışta gel dersin gelir sana.Günler çabuk geçer pazarlar hep o korkunç pazarlar gelir dönüşü kesindir yarin gel dediğin gibi git diyemezsin, yollarsın gurbete.Tuhaf olan yarin gurbeti senin memleketindir onun memleketi senin  gurbetin.Cumaların hayrından sonra pazarın şerrinden kork diye atasözü var mı diye düşünürsün o giderken, yoksa da olsun artık dersin.Dönüş yolculuğu başlar seni bir hasretlik alır ki kabına sığmaz yüreğin aman ona dert olmasın dersin dayanamazsın özledim der ağlamaklı olursun.Anlamazken bunca dünya düzeninde aşık olmanın yerini ,insanlar tarafından abartılmış sevgi sanırdın aşık olmayı.Sokaklarda,otobüslerde,okullarda gördüğün onca aşık insanı düşünürsün kalbinden geçen her düşünce için af dilersin allahtan.Dönünce sevdiğin evine yemeği var mı,keşke Ramazan hoca sobasını yaksaydı petekler sönmüştür üşümesin sevdiğim ,yarın okul var soğuk sularla sabah kalkıp yine tıraş olacak... bunun gibi nicesi doldurur zihnini sesini duyar rahatlarsın.Şimdi trabzon'da herkes sussun çünkü çok özledim.Her sabah uyandığımda sesini duyuyor aldığı van goh'un cafe terrace at night tablosuna bakıp huzur buluyor,tişörtünü giyiniyor kokusunu azıcık alabilmek için can atıyorken Trabzon bana dar, cumalar hayır ,pazarlar şer olmaya devam edecek.Ha haberiniz olsun uyarmadı deme Trabzon sevdiğum içinde yokken sen ne kadar kalabalık,büyük ve neşeli olursan ol benim için boşsun.Saygılarımla...
not:yarim üzülmesin noktalamalar eksik çünkü hızlı hızlı yazmazsam aklımdaki her şey uçaçak gibiydi.

29 Şubat 2012 Çarşamba

HASAN HÜSEYİN'DEN

incecikti,
gül dalıydı,
dokunsam kırılacaktı,
dokunmadım kurudu.
                                 H.Hüseyin KORKMAZGİL

bir of çeksem...